SUSUZ ÇEŞME
SUSUZ ÇEŞME
Zarafet nakış nakış işlenmiş her taşına,
Şimdi köyün önünde, kalmış yalnız başına
Kitabesi kırılmış, mazi olmuş devranı,
Söndürecek suyu yok içindeki hicranı.
Suyunu bağlayarak köyün şebekesine,
Saplamışlar kılıcı tarihin sinesine.
Maziye uçup gitmiş lüledeki su bile,
Ölüm reva görülmüş bu mübarek sebile.
Gözünde yaş kalmamış yıllardır ağlamaktan,
Mermerleri kararmış, karalar bağlamaktan.
Yürekleri yakıyor yüzündeki hararet,
Su dağıtan bu çeşme, şimdi yağmura hasret
Zincirini pas sarmış, çökmüş üstüne gece,
Maşrapanın kırılan kulpu kalmış sadece.
Ne hazin ki toprakla dolmuş oyma kurnası,
Sevenleri terk etmiş, yarım kalmış sevdası.
“Lülesinden damlayan bir damla su olsaydım,
Yağmur olup, su olup haznesine dolsaydım”
Diyerek ayrılırken bu tarihi çeşmeden,
İçime bir kor düştü ve sordum neden, neden?
Halil Bektaş
Halil Bektaş
Sitemizde şaire ait toplam 19 eser bulunmaktadır. Şairin sayfasına gitmek için tıklayın.
Yorumlar
Henüz yorum yapılmamış.