YOLCU
Yolcu; dağlardan ağır yükü yüklenen insan,
Vay yolunu bilmeyen yolcuların hâline…
Yolcu; çıkıp geldiği yere beklenen insan,
Vay yolunu bilmeyen yolcuların hâline…
Ey yolcu! Neredensin, nereye gidiyorsun?
“Yol nereye çıkarsa giderim” mi diyorsun?
Ömür sermayesini yollarda mı yiyorsun?
Vay yolunu bilmeyen yolcuların hâline…
Yük ağır, yolcu aciz, güneş tepede dimdik,
Azık torbası yırtık, kırbanın dibi delik.
Ne ufukta serap var ne yakında gölgelik,
Vay yolunu bilmeyen yolcuların hâline…
Ya tahassür ya vuslat olur anılan yollar,
Bir nefeste tükenir, bitmez sanılan yollar.
Yolcusunu hicrana taşır yanılan yollar,
Vay yolunu bilmeyen yolcuların hâline…
Bir günlük yol tükenip akşam perde çekerken,
Ya da gün ağarmadan kızıl şafak sökerken.
Haramiler pusuda salyasını dökerken,
Vay yolunu bilmeyen yolcuların hâline…
Şeytan vesvese verir kurulmuş otağında,
İrade imtihanı yolların çatağında.
Boğulur tökezleyen sefalet batağında,
Vay yolunu bilmeyen yolcuların hâline…
Halil BEKTAŞ -Kelkit / 2004