gurbetten insan manzaralari 1

garip kisi niyetine

uzatmışlar bir masaya yalnız ve garip
üzerinde kirlenmis iş elbiseleri
ayaklarında ağır iş botları
hayatinın yükü gibi ağır ve yıpranmış
tıpkı onun gibi
içeride imam ben birde Durali
daha önce bıyıksızdı diyorum
Duarali bu yaz izine gitmişti orda bırakmış diyor
toparlanmış yakışıklı olmuş diyor
hem konuşuyor hem de ağlıyor
gurbette birlikte geldikleri arkadaşına
çıkartıyoruz üzerindeki giysileri
ben su döküyorum imam yıkıyor
ve Ali nin olmayan hayatını düşünüyorum
yalnız Ali derlerdi adına
15 yıl önce gelmiş Fransa ya
oturma izni için takılmış bir kadına
evlenmiş kendince tekrar boşanmaya
memlekette boşanmış esinden
aradan yıllar geçmiş
ne Fransızdan ayrılabilmiş
ne de utancından memlekete gidebilmiş
kız evlenmiş,oğlan asker olmuş
ama Ali hep ayni kalmış
yıllarca Türk toplumundan da kopmuş
kafelerde tek başına oturur
ise gider eve gelirmiş

pekte parası olmazdı kenarda
Fransız kadının emrindeydi adeta
en son gördüğümde
kırmızı bir ceket vardı üzerinde
ve takıldım biraz
sanatçı gibi olmuşsun yakışmış diye
Türk bayrağının rengi beğenemedin mi dedi
milliyetçiydi de sözde
yaşadıklarını unutunca
o konuda hiç taviz vermezdi
günlerden bir pazartesi yine ise gitmiş
öğle yemeğini serin bir güz havasında dışarıdarda yemişler
yemekten sonra karsı duvara yaslanmış ve bir sıgara yakmış
iste o oturuş son oturuşu olmuş
kalp krizi geçirmiş hemen orada can vermiş
evet simdi önümde yatan kişi yalnız Ali
gurbete gelmişti çoluğu çocuğuna
daha iyi bir gelecek için
yapılan hatalar günahlar hep onlar için
cahildi Ali düşünemedi sonunu bu isin
yıllarca ayrı kaldı evinden bir ekmek için
lakin karanlıkta yasadı ömrünü
kimseyi görmemek için
ya geride kalanlar
yıllarca yolları gözledikleri babaları
hayallerini kurdukları hayati değil
hasreti özlemi getirmişti hep
şimdiyse sonsuza gidiyor
tamamen yalnız bırakıyordu onları
daha onu tanımadan kaybediyorlardı
namazı kılınacak bir kaç kişiyle
bilmediğimiz uzak bir şehirde
kıblesi bile belli olmayan
bir Fransız hastanesinin morgunda
saf oluyoruz koridorda
kılıyoruz namazını Alinin
imam tanışaydı Ali yi
garip kişi niyetine diye başlardı namaza
her şey sorun buralarda
gelmesi zor kalması zor
gitmesi bir başka zor
yardim etti dostları tanıdıkları
karşılandı cenaze masrafları
uğurlandı gerçek mekanına
ne umutlarla geldiği avrupadan
henüz 46 sında bir uçağın bagajında geri döndü
bu hikayeler çok buralarda
nice Aliler, Ahmetler, Mehmetler var
böyle yalnız çaresiz
ve sonunun böyle olacağını bile bile
NAFİZ NAYİR

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Bu site, istenmeyenleri azaltmak için Akismet kullanıyor. Yorum verilerinizin nasıl işlendiği hakkında daha fazla bilgi edinin.